Pandemi sonrası süreçte hiçbir şey eskisi gibi değil.
WE.Q. Bülten’de bu hafta 2022 yılının tüketici trendlerini inceledik:
GELENEKSEL DÜŞTÜ: ARTIK ANA KANAL DİJİTAL.
Uzun yıllardır geleneksel ve dijital kanallar arasında sürmekte olan rekabet, pandemide birkaç yıl içinde alınması beklenen mesafenin birkaç ay içinde kat edilmesiyle sona erdi. Yeni lider dijital. Daha önce tüketicilerin tercih ettikleri ana kanal geleneksel mağazalar olurken artık öncelikli kanal dijital. Bu nedenle şirketlerin odağında olması gereken üç ana konu var:
1. Uygulama (app) üzerinden büyüme
2. Dijitalden geleneksel mağazaya ya da gelenekselden dijitale geçmek isteyen tüketici için kesintisiz ve sorunsuz çoklu kanal deneyimi tasarlama
3.Yalnızca “dijital kanala özel” ürünler
NESNELERİN İNTERNETİ SİSTEMLERİNE TALEP ARTIYOR.
Nesnelerin interneti ve akıllı ev sistemlerine olan talep pandemi öncesinde de hızla tırmanıyordu. Ancak pandemi sürecinde tüketici yeni nesil konfor unsurlarını da “temel gereksinim” kategorisine aldı. Bu durumun önemli bir yansımasını da akıllı ve bağlı cihaz sistemlerine olan talepte yaşanan artışta görüyoruz. Alexa’dan pizza siparişi, bitmek üzere olan sütü algılayıp otomatik market siparişi oluşturan buzdolabı, siz eve gelmeden evi istediğiniz konfor düzeyine getiren akıllı ev sistemleri… ve daha nice “temel” konfor unsuruna olan talep hızlı tırmanışını sürdürecek.
YENİ ÖLÇÜ BİRİMİ“MİKRO-AN”LAR: HIZLI ÇÖZÜM SUNAN KAZANIR.
Tüketiciler zaman kısıtından, yetişememekten, mesaj bombardımanından ve gelmek bilmeyen çözümlerden yorgun. En çok ihtiyaç duyduğu çözümler ise “mikro-an”da gelebilenler: Tüketicinin problem tanımını ortaya koyup çözüm aramaya başladığı o birkaç saniye içinde (bu bir ürün, hizmet ya da bilgi olabilir) karşısına çözümle çıkan kazanır. Bunun için öncelikle oldukça derin bir tüketici iç görüsüne ve dolayısıyla araştırmaya ihtiyaç var. Tüketicileriniz hangi anda kendilerini sıkışmış vaziyette, çözüm ararken buluyorlar? Bu anlarda onların imdadına hızla yetişebilmek için nasıl bir çözüm tasarımı gerekiyor? Mikro-an’da tüketiciye “Sorununu hızla çözüyorum.” diyen şirketler, zaman darlığından ve çözümsüzlükten muzdarip tüketiciyle önce pragmatik, sonra da duygusal bir bağ kurabiliyorlar.
TÜKETİCİYİ “UĞRAŞTIRMAYAN” YENİ NESİL ÜYELİK VE SİPARİŞ MODELLERİ REVAÇTA
Yine zamansızlık ve uyaran çokluğu sorununa bir çözüm olarak tüketici artık otomasyon süreçlerine her zamankinden daha fazla önem veriyor. Yaklaşık olarak 3 ayda bir web sitenizden kahve siparişi veren bir tüketiciye, uygulama yardımıyla göndereceğiniz, ekranına düşecek ve tek tıklamayla onay verebileceği bir sipariş sistemi sunarsanız hem tüketici tatmini hem de günümüzde epey meşakkatli bir iş haline gelmiş olan marka bağlılığı yaratma konusunda bir adım öne geçmiş olacaksınız. Müşteri deneyimi süreçlerinin detaylı bir incelemesiyle bu tip fırsatları gören ve zaman ve efordan tasarruf ettiren şirketler tüketicilerin gözdesi olmaya devam edecek.
DUYULARIN İNTERNETİ ZAMANI BAŞLIYOR. HAZIR MISINIZ?
Görme ve işitme duyuları artık “old-school”. Daha yüksek bir deneyim kalitesi ve keyfi sağlayabilmek için hem üreticiler hem de içerik sağlayıcılar artık tüketicilerle dokunma, tatma ve koku alma duyuları yoluyla da etkileşime geçmek durumundalar. AR/VR teknolojilerindeki gelişmelerin başını çektiği bu trend içinde, cihazlar aracılığıyla deneyimlediğimiz duyular bize giderek daha GERÇEK ve etkileşimli bir ortam sunacak. Oculus sadece 2021 yılı içinde VR Headset’i Quest 2’den iki milyon adet sattı. Bu da talep tarafında bu teknolojiye gösterilen rağbetin açık bir kanıtı. Başta oyun ve film endüstrileri olmak üzere tüm şirketlerin kendilerini bu yeni deneyim dünyasına hızla adapte etmeleri şart. Esas mesele bunun yaratıcı yollarını bulmak ve tüketicinin şapkasını uçuracak zenginlikte deneyimler sunmakta. Zira sabırsız, sıkılmış ve hayatını sorgulamış tüketici yeni, zengin ve derin heyecanlar peşinde olacak.
Comments